Because This Is My First Life / Beş ve Altıncı Bölüm

Efendim beşinci bölüm kızımızın arkadaşlarına beyimizin de iş arkadaşlarına evleneceğini söylemesiyle açıldı. Bu arada Se Hee’nin arkadaşları iddiaya girmişler.Aralarındaki tek kız Se Hee’nin heteroseksüel olduğunu savunmuş. Müdür aseksüel, diğerleri de homoseksüel olduğunu söylemişler. Her zaman kadın içgüdülerine güvenin derim ben bu konuda. Evet adam aseksüel gibi gözüküyor, ama gözü var olanı da hemen görüyor. Örneğin gelinliğin yakıştığını anında gördü ve söyledi. Kızlar cephesine gelince kızımızın en azından uzun boylu  arkadaşını zeki sanıyordum. Diğeri saftirik hepimizin bildiği gibi. Ama Ji Ho’nun uydurduklarına hemen inanıverdiler. İkisi de ilk görüşte aşk yalanını yuttu resmen.

 

Attığı yalanlar aklına gelince kızımızın yüz ifadesi de şöyle oldu :

Kızımız sonunda ev sahibinin ailesiyle tanıştı. Anne sakin, ama babanın öfkesi burnunda. Kızın kırmızılı elbisesi güzeldi, ama altındaki o kırmızı soket çoraplar 30 yaşındaki bir kız için komik değil miydi sizce ?

Çok kolay geçecek sandıkları ziyaret babanın, ” Oğlumla niçin evleniyorsun? sorusuyla çetrefilli bir hal aldı. Ama zeki kızımız “Oppayı seviyorum” deyip, minnak kalpler yaparak kayınpederi inandırdı. Se Hee Mi , o sırada şaşkınlıktan kalp krizi geçirmek üzereydi zannımca.

 

Şok !

Tabii sonra da ailelerin tanışması faslı geldi. O zamana kadar susmuş olan kızın annesinin konuşacağı tuttu. Düğün yapılmamasını kızının küçük görülmesine bağladı. Ne bilsin kızının ev uğruna evlendiğini ? Çocuğun babası da düğünden yana olunca bizimkilerin düğün yapması şart oldu. İşi ucuza bağlamayı da ihmal etmediler. Aslında gündelik işlerde ve para durumlarında çok anlaşıyorlar. Gelinlik ve damatlıkla otobüse binmeleri, bunu yaparken de taksiden daha ucuz diye düşünmeleri harikaydı. Burada tabii yine The Graduate filmine gönderme vardı.Gerçi o filmde damat kızı düğünden kaçırır. Ama olsun, duvardaki afişe de uygun oldu durum.

 

The Graduate’ten de bir kaç fotoğraf paylaşalım.

 

Kızın dümdüz gelinliği, başındaki ve elindeki çiçeklerle mucizevi bir biçimde değişti. Zaten güzel kız, zarif bir gelin oldu bence. Ama altına giydiği beyaz spor ayakkabılar beni benden aldı. Düğünden ayrılırken giydiği beyaz elbise de pek hoştu. Se Hee ise pek klastı.

Tabii düğünde kızın annesinin fotoğraf albümünü çocuğa vermesi ve yazdığı mektup çok duyarlıydı. Öncesinde kız ona diklenirken ” İnşallah sana benzeyen bir kızın olur.” demişti. Kızları huysuz olsun, olmasın  tüm  annelerin baş laflarından biridir bu. “Olsun da, neler çektiğimi anla.” babında. Annem bana da çok söylemişti zamanında. Ama bedduası pek tutmadı, kızım olmadı çünkü 🙂 Aslında anne çok tutarlı ve akıllı bir kadın. O dayaklık kocaya da iyi sabretmiş. Kızının çalışıp, ayakları üstünde durmasını arzuluyor. hedefinin gerçekleşmesini diliyor. İyi bir koca buldu, oturup çoluk çocuk yetiştirsin de diyebilirdi. Tabii kendi durumundan yola çıkarak, hayatını yalnızca  huysuz bir kocaya ve çoluk çocuğa adamanın insandan neler götürebileceğini görebilecek kadar zeki. Neyse ki cool ve mantıklı Se Hee annenin endişelerini yatıştıracak sözler sarfetti. Düğünde ağlayan Ji Ho’yu da senin yanında olacağım diyerek yatıştırdı. Ama sonra stresten burnu kanadı o ayrı.

 

Ağlamanda sorun yok.

 

Birlikte gidelim.

Tam yanında olacağım.

Kızın öpücüğünden sonraki ilk temas

 

Arkadaşlar cephesinde de değişiklikler oldu. çocuğun patronu uzun kıza istikrarlı bir biçimde yazıyor. Her şansı değerlendirmeler, onu engelledi diye serzenişler, hiç bir fırsatı kaçırmamalar. Anı yaratma adına oyuncak makinesinden oyuncak kazanıp kıza hediye etmeler filan.

Kim Min Suk zavallım ve patron da kullanılmış kanepe aldığı için kızın kızdığı sonucuna varmışlardı salak ve avanak olarak.

 

Sonunda kıza söyletti evlenmek istediğini. Bir insan bu kadar da ebleh olur mu yahu ? Ama çok sevimli de değil mi ya 🙂

Teselli durumları

Düşünürsün tabii hindi gibi pembe kanepede 🙂

Altıncı bölümde kızımızın yemek yapıp, beyimizi de yemeğe davet ettiğini gördük. Allahtan öküzlük edip de kırmadı kızı, yedi. Güzel yemek yaptığını da vurguladı. Zavallı kızımız gerçek bir çift gibi birlikte yemek yemek istedi ilk günlerinde. üstelik kahvaltıda her ikisi de gülümsüyordu.

Bizim şapşal ikili de evliliğin ne olduğu hakkında konuştular. Bu konuda ikisi de bir şey bilmiyor , ama kıstasları Se Hee. Bu da evlendiyse biz hayda hayda evleniriz diye düşünüyorlar.

Vee altıncı bölümde ikinci erkek de arz-ı endam etti. Ben bir ikinci erkeğin olacağından bihaberdim aslında.   Gamzeli bir çocuk. Bok Nam. Bu Korelilerde de gamzeli olmayanlar az galiba, ne insafsızlık ama 🙂

Kızımız Se Hee’nin patronuyla tesadüfen karşılaşınca şirkete gidip, kocasının ( ! ) arkadaşlarıyla yemek yemek zorunda kaldı. Bu tip ilişkilere alışkın olmayan Se Hee rahatsız oldu tabii. Bu arada patronu ( Ma Sang Goo ) uzun kızla ( Woo So Ji ) akşam yemeğinde gördük. Kızın bir grup öküz arkadaşıyla. Şirketlerde örtülü ve açık cinsel taciz ne kadar yaygın. Erkeklerin hepsini boğası geliyor insanın. Kız da kovulmadan nasıl bunları idare ederimin uzmanı olmuş. Adi pislikler.

Çocuk kızın neler çektiğini anlıyor yavaş yavaş 🙂

Zift için !

Won Seok ve  Ho Rang evlenmekle ilgili konuştular. Çocuk evlilik ve aşkın farklı iki şey olduğunu söyledi, kızın şaşkın bakışları önünde. Ama bu kız onu fena süründürecek bence. Fragmandan da anlaşılıyordu bu. Zaten üç kız da üç erkeği fena süründürecek,  gidişat onu gösteriyor.

Bu arada Ji Ho “Uri” ” Biz” olmanın arzusu içinde ister istemez. Çocuk evimize “uri cib” gidelim dediğinde çok sevmişti bu sözü. Hatta kızlar uri sözcüğünün onun için bir fetiş olduğunu düşünüp dalgalarını geçmişlerdi. Çocukla eve dönerken biriyle birlikte eve dönmenin güzelliğinden söz edip, üstüne üstlük kediye de  Uri  diye ad takınca çocukta ipler koptu tabii. ( Kedinin adı yok bildiğiniz gibi, Se Hee ona Goyangi / Kedi diye sesleniyordu ) hemen rahatsızlığını belirtti ve sınırını çizdi.

Bu arada bizim kızların 88 jenerasyonundan olması ve ülkenin zenginliği ve fakirliğini tadan gruptan olmaları vurgulanıyor sık sık. Ne evlenmek, ne çıkmak,  kolay onlar için, ne de gerçekten kendileri olmak.

Ji Ho ertesi sabah kahvaltı hazırladığında, çocuk çatalını kaşığını  filan hazırlamıştı garibim. Ama şeytan azapta gerek. Kız yemeğini kendi yedi ve ona teklif etmedi bile. Uri sözcüğünü de bundan sonra kullanmamasını yanlış anlayabileceğini belirtti.  Benim bu çiftte en çok sevdiğim şeylerden biri çok direkt olmaları. Onları rahatsız eden bir şey varsa hemen belirtiyorlar. Duygularını da hemen açık açık söylüyorlar. İş aşka gelince de böyle olacak mı, doğrusu ondan şüpheliyim.

 

Son sahnede ikinci erkeğimiz kızı arayıp, bir erkek arkadaşı olup olmadığını sordu. Kızımız da çatır çatır olmadığını söyledi. Ee diziye böyle bir katalizör lazımdı. Adamın buzlarının çözülmesi gerekiyor ne de olsa. Kız onu incitmek istediğini söyledi. Fragmana bakılırsa da canına okuyor gibi gözüküyor. İki bölüme köpek yavrusu olur bu Min Ki, bak demedi demeyin. Dizide arka plandaki kedi köpek yavrusu efektleri hala pek hoş.  Gelecek bölüm her şey hızlanıyor, iple çekiyorum.

You may also like...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

%d bloggers like this: