Çapkınım, Hovardayım / P.S Man / Womanizer

Ejderha suratlı adamın yeni bir dizisini izleyip bitirdim. O kadarla kalsa iyi. Çok lazımmış gibi Barbie Hsu ile olan 3 yıllık aşklarını, ayrıldıktan sonra depresyona girmesini, sonra 2014 yılında başka bir oyuncuyla evlenip, bir kız bir erkek iki çocuğu olmasını filan hep okudum. Barbie Hsu ise Meteor Garden’ın ilk çekimindeki bebek yüzü kız. Onun da iki çocuğu olmuş , zengin bir iş adamından. Hatta bu yıl 41 yaşındayken üçüncüye hamile kalmış da, bebeğin gelişimi düzgün değilmiş, çocuğu aldırmak zorunda kalmış. Şimdi bunlardan bize ne diyeceksiniz, evet aslında bana da ne! Ama hastalık bu bende. Bir konuyla ilgileniyorsam, dibine kadar gitme eğilimi var.

 

Şimdi bu Blue Lan denilen huysuz, maço tipli adamın ki gerçek hayatında da biraz öyleymiş sanırım, özellikle de gençliğinde, daha önce Easy Fortune Happy Life adlı dramasını yazmıştım. Şimdi o yazıyı okuyanlar, sen bu adamın oyunculuğunu pek de beğenmemiştin, ne diye ikinci dizisini izliyorsun diyecekler. Evet öyle ama, bu aralar canım yine öküz erkek başrol izlemek istedi. Konu bu olunca da bu adamın dizilerinden alası yok.

Başrol kız başta çirkindi, sonra daha da güzelleştirdiler. Sui Sonia oynuyor. Sevimli bir kızdı.

Egosu tavan yapan başrol erkeğimiz ünlü, kaprisli, çapkın bir yazar ve TV programcısı. Bir modelin peşinde koşarken eskiden tartıştığı bir yazarla papaz oluyor, adamın yazdığı kızın oynadığı filmin galasını rezil ediyor ki haber olmak için de sık sık bu tarz şeyler yapan bir adam- yazar da onu dava ediyor. Mahkeme günü bilmeden hakime de hakaret edince 158 saatlik sosyal hizmet cezası alıyor. Daha önce galaya girmesi için biletlerini ona satan ve yine kavga ettiği kız da hizmeti gerçekleştireceği yuvada anaokulu öğretmeni. Dahası bu kız küçükken bizim çocuk bunu eziklemişmiş. Kız da öcünü almak için fırsat bulmuş oluyor.

Adam aslında küçükken dayılandığı ve çirkin ördek yavrusu dediği kıza yaptıklarından çok pişman. Ama son bölümlere kadar kız o kız olduğunu söylemiyor. Bu arada model kız ve anaokulu öğretmeni arasında gidip geliyor çocuk. Sonunda tabii ki kıza aşık oluyor. Bu arada bir başka zengin çocuğu da kıza aşık oluyor. Başka kız yoktur ya bu gibi dizilerde, bütün erkekler başrol kıza aşık olur. Bu çocuk da aşağıdaki kızıl saçlı  çocuk .

 

Adam yuvadayken tabii kötü yönleri törpüleniyor. zaten o yönleri de kendisini korumak için ortaya çıkartmış. Kendisine güveni yok, işte efendim çocukluk travmaları filan ortaya çıkıyor. Bu arada yuva ile ilgili olaylar, kızın balıkçı ailesi, şu bu derken  2010 yapımı 21 bölümlük dizinin sonuna geliyoruz.

Bu Tayvan dizilerinin Kore ve Japon dizilerinden en belirgin farkı, genellikle son bölümlere kadar başrol çiftlerin buluşmaması, ki benim de tercihim bu yönde. Erken buluşmalar beni çekmiyor. İlgim dağılıyor nedense.

 

Öte yandan itiraf edeyim kızın uğruna anaokulu zinciri kurmaya çalışan ikinci erkek hikayesi beni pek çekmedi, iş bölümlerini atlatarak izledim. Bir de kızın tombul arkadaşıyla olan konuşmalarını atlattım. E geriye ne kaldı diyeceksiniz, benim ilgimi genellikle başrol çiftin romantik komedisel durumları çekiyor.  Ha tabii dizi bir Mr Sunshine , ya da Life on Mars ya da Prison Playbook filan gibi değilse. Eğlencelik çerezsel şeylerse.

Bir tane de OST örneği koyalım. ( açılış şarkısı ) Öküz başrol erkeğin yola gelmesi sürecini izlemek isteyen varsa diziyi izlesin. Şurada da başrol erkeğimizi şarkı söylerken görüyorsunuz, bir fikir edinmeniz için. Her iki kız ve ikinci erkek de var görüntülerde.

You may also like...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

%d bloggers like this: